Ripple ve SEC arasında devam eden yasal savaş, her iki tarafın da itirazlarını hazırlamasıyla kritik bir aşamaya girdi. Anlaşmazlığın merkezinde XRP’nin bir menkul kıymet olarak sınıflandırılıp sınıflandırılmayacağı yer alıyor. Ripple, XRP’nin kurumsal satışlarının bu kategoriye girmediğini ve kripto para dünyasında önemli bir emsal oluşturabilecek bir duruş sergilediğini savunuyor.
Ripple’ın CLO’su Temyiz Sürecini Tartışıyor
Ripple’ın Baş Hukuk Sorumlusu Stuart Alderoty, geçtiğimiz günlerde şirketin yıllık Swell konferansında davanın gidişatı hakkında yorumda bulundu. 2020’de başlayan dava, XRP’nin bir menkul kıymet olup olmadığı ve satışlarının ABD düzenlemelerine uygun olup olmadığı etrafında dönüyor. Dava temyiz aşamasına geçerken, hem Ripple hem de SEC’in çekişme noktalarını sunmak için 16 Ekim 2024’e kadar süreleri var. Sektör analistlerine göre nihai bir çözüm 2026 yılına kadar uzayabilir. Ripple’ın temyiz başvurusunu, kurumsal XRP satışlarını menkul kıymet olarak kabul eden karara odaklaması bekleniyor. Her iki taraf da yazılı savunmalarını 2025’in başlarında sunma fırsatına sahip olacak, ancak beklenen kapsamlı yasal geri dönüşler nedeniyle o yıl içinde nihai bir karar çıkması pek olası görünmüyor.
Ripple’ın Mahkemedeki Kendinden Emin Duruşu
Alderoty, Ripple’ın yasal pozisyonuna olan güvenini dile getirerek, şirketin İkinci Devre Temyiz Mahkemesi’nde alt mahkemelerde olduğundan daha güçlü hissettiğini belirtti. Ripple’ın temyiz başvurusu mahkemenin kararını büyük ölçüde değiştirmese de, sonucun daha geniş kripto ekosistemi için çok önemli bir yasal emsal oluşturabileceğini öne sürdü. Ripple, kurumsal XRP satışlarının bir “yatırım sözleşmesi” olarak nitelendirilmediğini savunacak ve gelecekteki davalar için daha net yasal sınırlar arayacaktır. Ripple’ın kripto para satışları konusunda daha kesin yasal çerçeveler tanımlamayı hedeflediği ve şüphesiz daha geniş sektörü etkileyecek olan bu yüksek profilli yasal savaş yakından izlenmeye devam ediyor.